Kekova Körfezi’ne doğru ilerlerken, kıyı boyunca uzanan manzaralar birer birer ardında kalır. Yol daralır, sessizlik artar. Ve bir noktada motorlu araçlar biter. Kaleköy’e varmak için ya yürürsün antik patikalardan, ya da denizden gelirsin bir tekneyle. Ne şekilde gelirsen gel, buraya ayak bastığında zaman seni bırakır, sen zamandan çıkarsın.
Kaleköy, adı gibi bir köy değil sadece, aynı zamanda bir masalın içinde yürüyormuş gibi hissettirir. Antik Simena’nın kalıntıları, taş evlerin arasına karışmış. Zaman burada üst üste yığılmış: bir taş Roma’dan kalma, bir duvar Bizans’tan. Ama köyde yaşayanlar hâlâ sabah erken kalkar, sessizce keçilerine bakar, sabah kahvesini aynı taş eşikte içer.
Deniz burada bir duvar kadar yakın. Evlerin önünde kayıklar durur, her biri neredeyse evin bir parçası gibi. Denizle kara iç içedir; ayrım yoktur. Çocuklar iskeleden balıklara ekmek atar, yaşlılar gölgede zeytin seçer. Herkes meşgul ama kimse telaşlı değildir.
Kaleköy’de yürümek demek, hem geçmişin hem şimdinin içinde yürümek demektir. Taş merdivenlerden çıktığında bir kale bekler seni. O kaleden baktığında kekik kokulu yamaçlar, maviyle örtülmüş koylar, sessiz adacıklar görünür. Gözünle gördüğün kadar ruhun da genişler.
Burada büyük lokantalar, tabelalar, gürültüler yoktur. Sadece birkaç küçük işletme, ahşap masalar, ev yapımı reçeller, güneşte kurutulmuş domatesler... Balık taze, meze basit, ekmek sıcak. Fazlası yoktur; ama ihtiyaç duyduğun her şey oradadır.
Geceleri Kaleköy daha da sessizleşir. Tekneler çekilir, lambalar loşlaşır. Gökyüzü yıldızlarla dolar. Bir sandalye çekersin kapının önüne, belki yanında bir çay, belki bir kitap… Ama çoğu zaman hiçbir şeye ihtiyaç duymazsın. Çünkü sessizlik burada bir eksiklik değil, bir huzurdur.
Kaleköy, sadece ziyaret edilen bir yer değil; içine girilen, hissedilen bir yerdir. Yavaşlamayı, susmayı, dinlemeyi bilen herkes için bir limandır. Eğer modern dünyanın gürültüsünden biraz uzaklaşıp, tarihle doğanın el ele verdiği bir sessizlikte soluklanmak istersen… Kaleköy seni çağırıyor. Sessizce, acele etmeden.